Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Kasım 2010 Salı

YUNUSLAR DERYASI "YUNUS EMRE,AŞIK YUNUS, BİÇÂRE YUNUS, DERVİŞ YUNUS,MİSKİN YUNUS, TAPTUK YUNUS, TAPTUKLU YUNUS "



MUSTAFA ÖZDAMAR KIRKKANDİL YAYINEVİ
http://www.kirkkandil.com  Hayatın kaçınılmazlıkları içerisinde,kaderin yorumsuz kavranmaz cilve harmanlarında 
bir dünya tartışma yaşanıyor yeryüzünde.Kavgalar,gürültüler ve ihtilâf kasırgaları
 herkesi bir yerlere fırlatıyor.
İnsanlar,genelde,paylaşabilecekleri şeyleri bile paylaşamadıkları için gürültü patırtı çıkarıp 
ihtilâfa düşüyorlar.Ve bu gürültü patırtı içinde,takım gayretinde çılgınlaşan taraflar,
asıl hedeften şaşarak,peşinde koştukları şeyi kaybediyorlar da farkına bile varamıyorlar.

Beni bende demen,bende değilem,
Bir ben vardır bende,benden içeru!

Sonsuzluğunda seyran eden Yûnus ve Yûnuslar konusundaki ihtilâf böyle bir ihtilâf değil mi sizce?
Kaç Yûnus gelmiş geçmiş “bu fenâ” dan?
Önemli olan, Yûnus’tan veya Yûnuslar’dan kalan özdür,evin (içerik)dir.
Hepsi de birbirinden özel,birbirinden güzel şiirlerde,Aşık Yunus,Biçâre Yunus,Derviş Yunus,
Miskin Yunus,Taptuk Yunus,Taptuklu Yunus, Yunus Emre ve Yunus imzaları bulunan zât-veya zevât-,
Aynı tevhid neş’esinin kâmili –veya kâmilleri- dir.
 Yunus’daki-veya Yunuslar’daki-tevhid-birlik,birleme-neş’esi,büyük insanlık ailesinin muhtaç olduğu
birlik,dirlik ve dirilik hâlinin bilgeliğidir.
Bu bilgeliğinin üstüne serpilen tesâhüb (sahiblenme) tuzunun dozunu kaçırmak,meselenin tadını kaçırıyor.
Derleme toparlama tarzında bir kitab olan bu eserde biz, Yunus şiirlerini imzalara göre bir tasnife tâbi tuttuk.
Bu tasnife zemin olan araştırmalar sırasında,Karaman’daki Yunus ile Eskişehir Sarıköy’de ki Yunus’un
farklı zamanlarda yaşayan bilgeler olduğu kanaatine vardık.Ve her Yunus’a ayrı bir bölüm ayırdık.
Bizim kanaatimize göre,Karaman’da ve Eskişehir Sarıköy’de ayrı bir er Yunus var.
Eğer menkıbelerde bir yanlışlık yoksa,Karaman’daki Yunus,Mevlânâ’nın (1207-1273);Sarıköy’deki
Yunus,Hacı Bektaş’ın (1500-1560) çağdaşı. Durum böyle olmasa bile:

Ben gelmedim dâvi için,
Benim işim sevi için,
Dostun evi gönüllerdir;
Gönüller yapmağa geldim!
diyen bir bilgenin kabrini dâvi (dava)konusu edinmek,gereksiz bir ihtilâf olarak gözüküyor bize.Yâ Selâm!...
mustafa özdamar kırkkandil yayınevi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder